Masada altı kişi korkudan soğuk terler dökerek, müthiş bir şeyin vukuunu bekliyorlardı. Son derece güzel bir kadınındoğum gününü kutlamak üzere toplanmışlardı. Ellerde şampanya kadehleri vardı… Gözlerde korku yanıp sönüyordu. Nihayet ışıklar azaltıldı, numaralar başladı…Davulların öfkeli uğultusu sona ererken ışıklar tekrar yandı… Doğum gününü kutlayan güzel kadın, masanın üstünde kapanmıştı. Yüzü mosmordu. Parmakları takallüsetmişti… Artık masada altı kişi idiler. Masadaki erkeklerin kalplerine aşk ve cinayet tohumları saçmış olan güzel kadın ölmüştü. Onu kim öldürmüştü? Çılgına çevirdiğiaşıklarından biti mi? Kıskançlıktan kahrettiği kadınlardan biri mi?
Luke Fitzwilliam yıllardan sonra İngiltere’ye dönüyordu artık. Vapurdan inip gümrüğe girdiği sırada, acaba buraya yeniden alışabilecek miyim, diye düşündü. Diğer yolcularla […]
St. Mary Mead sıradan bir İngiliz taşrasıydı, ta ki ünlü film yıldızı Marina Gregg gelene dek. Gossington Malikânesi’ni satın alan Marina […]
İki cinayet; eski bir aktör, onun çocukluk arkadaşı, tiyatroya meraklı yaşlı bir adam ve tabii ki bu cinayetlerin peşinde Hercule Poirot.
Olaylar bir kulüpte eski bir memur olan emekli bay Porter ‘in okuduğu gazetedeki bir haber üzerine başlamaktadır. Haber de ise Londra’daki […]
Muhteşem yemeklerle donatılmış yedi kişilik bir sofrada altı kişi oturuyordu. Yedinci kişinin yerindeyse Rosemary Barton’un anısına bir biberiye (rosemary) dalı duruyordu. […]
Tommy ve Tuppence Beresford geçmişteki o heyecanlı günleri özlüyorlardı. Gizli Servis Başkanı Blunt bir gün onlara Uluslararası Dedektiflik Bürosu’nu yönetmelerini teklif […]