Abdullah Ziya Kozanoğlu cumhuriyetimizin ilk yıllarında kaleme aldığı tarihî romanlarla Türk insanında millî bir bilincin oluşmasını sağlamış, bunu yaparken gelecek kuşaklara gösterilebilecek rol modellerini -gerçeklikten uzak ithal kahramanlar yerine- her biri görkemli tarihimizin içinde parıldayan kahramanlardan seçmiştir. Tarihî gerçeklerle kurmacayı ustalıkla harmanlayan Kozanoğlu, eserleriyle döneminde en çok okunan yazarlardan biri olmuş ayrıca sinemamızı da derinden etkileyerek Türk tarihinin aydınlık yüzünün daha geniş kitlelere taşınmasını başarmıştır.
Kozanoğlu, Sarı Benizli Adam’da Osmanlı İmparatorluğu’nun Fetret Dönemi’ne yakından bakıyor. Ankara Savaşı sonrası lidersiz kalan Osmanlı içerisindeki taht kavgalarına eğilen usta yazar, Timur’un elinden kaçan Şehzade Mustafa üzerinden tarihin en karanlık dönemlerinden birisini aydınlatıyor.
“…ben oyuncak olamam. Ben Limni Adası’nda çiftçi olamam. Ben padişah olmak için doğdum. Padişah olacağım, emirlerime karşı koyma! Bir Sarı Yani değil, bir Türk sultanı karşısında olduğunu da unutma!…”
Şeytan mührünü vurdu Tarlabaşı’na… Beyoğlu’nun tekinsiz arka sokakları… Senenin ilk karı düşerken Tarlabaşı’nın yakışıklı delikanlısı katiline burukça güler ve ruhunu teslim eder. […]
Dostluk… Üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir noktaOrta yaşı geride bırakmış, tüm yaşamları Beyoğlu’nda geçmiş üç arkadaş; Selim, Kenan ve Nihat. […]
Tasarlanmış cinayet iyi bir organizasyonu gerektirirDünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie İstanbul’da gizemli şekilde ortadan kaybolur. Yazarın on bir gün boyunca […]
Öykünün yalnız ve hayalperest anlatıcısı, Petersburg’un “beyaz geceler”inde sokaklarda dolaşırken Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da bir o kadar […]
Yazar olarak pek çok kusurum olduğunu biliyorum. Çünkü öncelikle ben kendim, hiç hoşnut değilim kendimden. Kendi kendimi tarttığım bazı anlarda, çoğu […]
“… bir roman yazmak üzereyim. Hem de öyle bir roman ki hayatın bizzat kendisini aksettirecek. İçinde hem romantizme, hem de realizme […]