“İnsanlara, ölümü örtbas etmeye çalışan kuru gürültü değil, soluk alabilecekleri geniş ufuklar gerekli pek aziz prensim. Bence kentin surları yıkılmalı. Bizler duvarların içini durmadan taş, mermer yığınlarıyla dolduracağımız yerde, dışına doğru açmalıyız, genişlemeliyiz.”
Evlenmeye fırsat bulamamış, kendini kaptırdığı dersleriyle öğrencilerinin “Hayalci Hoca” lakabını taktığı tarih öğretmeni Kâmil Kaya kişiliğinde, “tarih ve bugün” ya da “anlatılan ve hayat” sarkacında salınan roman, Kayanın emekliliğinde hep görmek istediği Viyana’da bir anlamda hep ıskaladığı hayatın kuşatmasına uğrayışına da odaklanıyor… ”
Onun romanları böylece enikonu kapsamlı incelemeleri de zorluyor. Düşünsel düzeyde verilen olumlu kavga, yanı sıra yazınsal düzeyde de önemle üstünde durmayı gerektiren romanların varlığını imliyor. Hem sonra, düşünsel ve yazınsal düzeyleri birbirinden ayırarak almak da Adalet Ağaoğlu’nun romanlarına yaklaşmayı güçleştiriyor. (…) Romantik-Bir Viyana Yazı, düşünsel ve yazınsal derinliğiyle bu yazınsal birliği açıklamaya yatkın olduğu, okuma uğraşının niteliğini yükselttiği ve edebiyatın ateş topunu bütün yakıcılığıyla üstümüze yuvarladığı için, onunla bir kitap oylumunda birlikte olmayı göze almakla yerinde bir seçim yaptığımı düşünüyorum.
Şeytan mührünü vurdu Tarlabaşı’na… Beyoğlu’nun tekinsiz arka sokakları… Senenin ilk karı düşerken Tarlabaşı’nın yakışıklı delikanlısı katiline burukça güler ve ruhunu teslim eder. […]
Dostluk… Üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir noktaOrta yaşı geride bırakmış, tüm yaşamları Beyoğlu’nda geçmiş üç arkadaş; Selim, Kenan ve Nihat. […]
Tasarlanmış cinayet iyi bir organizasyonu gerektirirDünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie İstanbul’da gizemli şekilde ortadan kaybolur. Yazarın on bir gün boyunca […]
Öykünün yalnız ve hayalperest anlatıcısı, Petersburg’un “beyaz geceler”inde sokaklarda dolaşırken Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da bir o kadar […]
Yazar olarak pek çok kusurum olduğunu biliyorum. Çünkü öncelikle ben kendim, hiç hoşnut değilim kendimden. Kendi kendimi tarttığım bazı anlarda, çoğu […]
“… bir roman yazmak üzereyim. Hem de öyle bir roman ki hayatın bizzat kendisini aksettirecek. İçinde hem romantizme, hem de realizme […]