Doğum günü masası yedi kişi için hazırlanmıştı… Masada altı kişi korkudan soğuk terler dökerek, müthiş bir şeyin vukuunu bekliyorlardı. Son derece güzel bir kadının doğum gününü kutlamak üzere toplanmışlardı. Ellerde şampanya kadehleri vardı… Gözlerde korku yanıp sönüyordu. Nihayet ışıklar azaltıldı, numaralar başladı… Davulların öfkeli uğultusu sona ererken ışıklar tekrar yandı… Doğum gününü kutlayan güzel kadın, masanın üstünde kapanmıştı. Yüzü mosmordu. Parmakları takallüs etmişti… Artık masada altı kişi idiler. Masadaki erkeklerin kalplerine aşk ve cinayet tohumları saçmış olan güzel kadın ölmüştü. Onu kim öldürmüştü? Çılgına çevirdiği aşıklarından biti mi? Kıskançlıktan kahrettiği kadınlardan biri mi?
Şeytan mührünü vurdu Tarlabaşı’na… Beyoğlu’nun tekinsiz arka sokakları… Senenin ilk karı düşerken Tarlabaşı’nın yakışıklı delikanlısı katiline burukça güler ve ruhunu teslim eder. […]
Dostluk… Üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir noktaOrta yaşı geride bırakmış, tüm yaşamları Beyoğlu’nda geçmiş üç arkadaş; Selim, Kenan ve Nihat. […]
Tasarlanmış cinayet iyi bir organizasyonu gerektirirDünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie İstanbul’da gizemli şekilde ortadan kaybolur. Yazarın on bir gün boyunca […]
Öykünün yalnız ve hayalperest anlatıcısı, Petersburg’un “beyaz geceler”inde sokaklarda dolaşırken Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da bir o kadar […]
Yazar olarak pek çok kusurum olduğunu biliyorum. Çünkü öncelikle ben kendim, hiç hoşnut değilim kendimden. Kendi kendimi tarttığım bazı anlarda, çoğu […]
“… bir roman yazmak üzereyim. Hem de öyle bir roman ki hayatın bizzat kendisini aksettirecek. İçinde hem romantizme, hem de realizme […]