Tobias önemsiz bir ülkenin ismi olmayan bir köyünde doğmuştur. Annesiyle yokluk içinde yaşar. Annesi köyde dilenir; un, mısır veya süt karşılığında erkeklerle yatar; tarlalardan, bahçelerden meyve sebze toplar, bazen de çiftliklerden tavuk çalar. Küçük Tobias bir gün annesi bir erkekle yatarken ikisini de bıçaklar ve köyünden, ülkesinden kaçarak başka bir ülkeye sığınır. Yeni bir ülkede yeni bir hayata başlar. Adı artık Sandor Lester’dir. Bir fabrikada işe girer. Yazar olma hayalleri kurar. Ama ilkokuldaki kız arkadaşı Line’i unutamaz, onun bir gün yanına geleceğini umut eder… Ve günün birinde Caroline’le karşılaşır…
Agota Kristof, “Büyük Defter~Kanıt~Üçüncü Yalan” üçlemesinin ardından bu kez okuru “Dün”de baş döndürücü bir hikâyeye davet ediyor.
Şeytan mührünü vurdu Tarlabaşı’na… Beyoğlu’nun tekinsiz arka sokakları… Senenin ilk karı düşerken Tarlabaşı’nın yakışıklı delikanlısı katiline burukça güler ve ruhunu teslim eder. […]
Dostluk… Üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir noktaOrta yaşı geride bırakmış, tüm yaşamları Beyoğlu’nda geçmiş üç arkadaş; Selim, Kenan ve Nihat. […]
Tasarlanmış cinayet iyi bir organizasyonu gerektirirDünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie İstanbul’da gizemli şekilde ortadan kaybolur. Yazarın on bir gün boyunca […]
Öykünün yalnız ve hayalperest anlatıcısı, Petersburg’un “beyaz geceler”inde sokaklarda dolaşırken Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da bir o kadar […]
Yazar olarak pek çok kusurum olduğunu biliyorum. Çünkü öncelikle ben kendim, hiç hoşnut değilim kendimden. Kendi kendimi tarttığım bazı anlarda, çoğu […]
“… bir roman yazmak üzereyim. Hem de öyle bir roman ki hayatın bizzat kendisini aksettirecek. İçinde hem romantizme, hem de realizme […]