Ahmet Altan, yalnızca duyguların, tutkuların değil, düşüncelerin de yazarı. Birçok insanın sustuğu, susturulduğu, sindirildiği dönemlerde, düşüncelerini açıkça yazmaktan, inandıkları için mücadele etmekten çekinmeyen; defalarca yargılanıp mâhkum olsa da düşüncelerinden taviz vermeyen güçlü bir kalem. Kalabalıkların, sessizliğin karanlığına çekildiği zamanlarda toplumun vicdanı olmayı başaranlardan biri. Ve Kırar Göğsüne Bastırırken ‘de, düşüncelerini her zaman insan duyarlılığının sıcaklığı ile ifade etmeyi başarmış olan Altan ‘ın, hayatımıza, geçmişimize ve geleceğimize ışık tuttuğu, kaygılarımızı ve umutlarımızı dile getirdiği yazılar var. Romanlarında insan ruhunun derinliğini, insanın kaderini, hüznünü, coşkusunu anlatan Altan ‘ın bu kitabı, toplumun söylenmesi yasaklanmış acılarına, bastırılmış sevinçlerine, gölgede bırakılmış sırlarına eğiliyor.
Şeytan mührünü vurdu Tarlabaşı’na… Beyoğlu’nun tekinsiz arka sokakları… Senenin ilk karı düşerken Tarlabaşı’nın yakışıklı delikanlısı katiline burukça güler ve ruhunu teslim eder. […]
Dostluk… Üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir noktaOrta yaşı geride bırakmış, tüm yaşamları Beyoğlu’nda geçmiş üç arkadaş; Selim, Kenan ve Nihat. […]
Tasarlanmış cinayet iyi bir organizasyonu gerektirirDünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie İstanbul’da gizemli şekilde ortadan kaybolur. Yazarın on bir gün boyunca […]
Öykünün yalnız ve hayalperest anlatıcısı, Petersburg’un “beyaz geceler”inde sokaklarda dolaşırken Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da bir o kadar […]
Yazar olarak pek çok kusurum olduğunu biliyorum. Çünkü öncelikle ben kendim, hiç hoşnut değilim kendimden. Kendi kendimi tarttığım bazı anlarda, çoğu […]
“… bir roman yazmak üzereyim. Hem de öyle bir roman ki hayatın bizzat kendisini aksettirecek. İçinde hem romantizme, hem de realizme […]